Wednesday, May 17, 2006

Deliler timarhaneyi yonetirse, bilgisayar yazilimlari da boyle olur...


Deliler tımarhaneyi yönetirse, bilgisayar yazılımları da böyle olur...
18 Haziran 2004, BABÜRce Zafer BABÜR

Birden fazla baskısı yapıldı kitabın ABD’de, yazan aynen yukarıdaki başlığı kullanmış kitabına.“The Inmates Are Running the Asylum: Why High Tech Products Drive Us Crazy and How to Restore the Sanity”
Ona göre yazılımevlerinde normal insan (average person) yok, o yüzden yazılımlar da bir acayip şekilde çıkıyor, "garip tuş kombinasyonlarını bize zorla ezberletiyor bunlar" diyor. Ondan sonra da birden değiştiriveriyorlar, yıllar içinde o yazılımın piri olan biri bir anda boş bir tenekeye dönüyor. LISP, PROLOG, ADA; Fortran, Lotus vs. en tepeden en aşağı tüm yazılım araçlarında kısa sürede bir değişim yaşandı.
Aslında etrafınıza bakarsanız her türlü kullanım eşyasının içinde bir çeşit yazılım var, öte yandan kullandığınız otomobil, buzdolabı, çamaşır makinası, telefon, televizyon, video, fırın bunları kim kullanıyor: IQ’su 120’nin altında olanlar. Sürekli fonksiyonları değişen aletleri nasıl kullanabilirler ki?
Haklı mı derseniz, uzun bir süre yazılım üretim yapıp, yönettiğimden haklı olan yönlerini görebiliyorum. Ama çalışma arkadaşlarım deli miydi derseniz, bu konuda hem fikir olamayacağım. Architect dediğimiz arkadaşlarımız daha zekidirler, daha yaratıcıdırlar. Kendilerinden bir şeyler eklemek isterler, ama siz yönetici olarak bunu dengede tutabilirsiniz. Mesela bir yazılımcı arkadaşımız code içinde dokümantasyon yaparken kendine özgün esprilerini de koymuştu.
Bir versiyonda fonksiyon tuşlarının bir diğer versiyonda değişmesi ise beni her zaman çıldırttı. Türkiye'de yapılan bir yazılımda fonksiyon tuşlarının anlamını değiştiren bir bankanın yazılımevini çok iyi hatırlarım. Neden diye sorduğumda müdürlerinin yanıtı anlamsız olmuştu. Aslında bunun da nedeni “Human Performance Engineering” dersinin bu kişilere verilmemiş olması ve bu dersi lüks ya da fantezi diye gören üniversitelerimizin bulunması, bunların da ötesinde 70’li yılların sonlarında çıkan 2 yıllık okullarımızda mimariye önem verilmemesi olmuştur.
Dünyada da aynısı oldu, sertifika programları ile programcı yetiştirilince felsefeden, matematikten, mühendislikten uzak ama kod yazan insanlarımız oldu. Onlara projeler teslim eden yönetim yeni tavuklar aramak için kümesten uzaklaşınca onların yumurtladıkları da böyle oldu.
Yazılımcı kendini tatmin etmek için yazılım yazıyorsa ona tavsiyem gitsin başka alanlara yönelsin. İş dünyası için yazılım yazacaksa ki ona maddi kaynağı sağlayacak olan bu işletmedir ve işletmelerde hedef sürekliliktir, bunu bilerek yazsın. Bunların başındaki yöneticilerin de ticaret nedir? finans nedir? önce bunları anlamaları gerekir. Yol yakınken sürekli eğitimlere katılsın. Üniversitedeki öğretim görevlileri ise araştırmacı mühendis ile iş dünyasına yetiştirilen mühendis arasında fark olduğunu bilip, buna göre eleman yetiştirsinler. En azından eğitim programlarına iş hukuku, maliyet, operational research gibi konuları koysunlar (Bundan 20+ yıl önce mezun olurken bile bu konuları üniversitede ders olarak almıştık)

0 Comments:

Post a Comment

<< Home